Casino oyunları ve spor bahislerinin getirdiği heyecana her an ortak olmak isteyen oyuncular için bazen şans yanlarında olmayabilir. Ancak bu, TrBet’in kalitesinden veya güvenilirliğinden ödün verdiği anlamına gelmez. Şirket ise, Türk kullanıcılarına verdiği hizmeti Bets10 ismi ile devam ettirdi. Şirket çoğunlukla Lightning Dice, Super Sic Bo ve Craps gibi zarlarla oynanan bir dizi canlı casino oyunu geliştirmeye odaklanmıştır ve bunların hepsi bugün sektörde denenmesi ve oynanması en eğlenceli oyunlardan bazıları olarak selamlanmaktadır ve bunu hak etmektedir. Super Sic Bo: Super Sic Bo, büyük çarpanlara ve zaman ayırmaya değecek çeşitli farklı bahislere sahip bir başka oyundur. Farklı oyunlar da vardır, ancak çoğunlukla bu özel dikeyde biraz temel haline gelen barbut ve sic bo olacaktır. Barbut Playtech Craps, popüler zar oyununun harika bir versiyonudur ve bu kategoride köşe taşı olarak kabul edilir. Lightning Dice: Lightning Dice, klasik zar oyunlarının yenilikçi ve tamamen kullanıma hazır bir versiyonudur. Canlı casinoda en çok lightning ve çarpan veren oyun türüyle de favorileri oynatmaktadır. Bonus özellikleri: Slot oyunlarının çoğunda ücretsiz döndürme, çarpan ve jackpot gibi bonus özellikleri bulunmaktadır. Güven, bonus avantajı, oyun çeşitliliği ve güç denilince akla 1xbet sitesinden başkası gelemez. Bu sayede oyuncular her gün yeni oyunlar ve yeni canlı masalar deneyimleyebiliyor.
Fixbet nedir
Oyuncular tarafından yasal siteler hangileri sorusu gelmektedir. Bundan dolayı da en iyi ve güvenilir siteler listesi değişmekte, sürekli olarak güncellenmektedir. Güvenilir siteler lisansı bir şekilde hizmet vermektedir. 2007 yılına dayanan mazisi siteyi birçok ülkede favori konumuna getirmiştir. Rulet, bir çark üzerinde dönen topun durduğu numarayı tahmin etmeye dayanan bir oyundur. Zar oyunları ve bonuslarla ilgili gerçek şu ki, bahis katkıları genellikle bir bonus talep etmeye değecek kadar yeterli olmayabilir. Kısa casibom 532 süre içerisinde ciddi kazançlar elde etmeye imkan sağlayan bahis sayfası aynı zamanda eğlence vaat etmektedir. Yüksek volatiliteye sahip oyunlar, daha yüksek kazançlar sunsa da, aynı zamanda tosla kaybetme riski de daha yüksektir. Bu bilgiye sahip olmak, sadece kesintisiz bir oyun deneyimi değil, aynı zamanda güvenli ve kazançlı bir oyun süreci demektir. Siz de Primebahis’in sunduğu avantajlardan faydalanmak ve heyecan dolu bir bahis deneyimi yaşamak istiyorsanız, hemen Primebahis giriş yapın ve bahis keyfinizi başlatın. Bu nedenle, güncel giriş adresini bilmeniz, kesintisiz bir oyun deneyimi için kritik bir öneme sahiptir. Paralı şeker oyunlarını indirmek için birçok farklı seçenek mevcuttur. Gelin bu oyuna daha yakından bakalım.
Güvenilir casino bahis siteleri
Bu da başlangıç için daha yüksek bir sermaye ile oyuna başlama imkânı sunuyor. Bahisler, oynadığınız oyuna bağlı olarak çok farklı olabilir, en popüler olanı barbuttur. Poker oyununun mantığı, elinizin oynadığınız kişiden daha güçlü olmasıdır. Oynadığınız oyunun kurallarını ve stratejilerini iyi bilmek, kazanma şansınızı artırır. Bu oyunları seçerek, kazanma şansınızı artırabilirsiniz. Farklı oyunları deneyin: Farklı oyunları deneyerek, size en uygun oyunları bulabilirsiniz. Genel olarak oyuncuların en sevdiği kısım, spin satın alınabilen ve kazanma şansını artırabilen slot oyunlarıdır. Sweet Bonanza, Gates of Olympus gibi popüler slotların yanında geniş bir casino hizmeti sunulmaktadır. Sweet Bonanza (Pragmatic Play): Renkli ve eğlenceli bir oyundur. Slot oyunları Pragmatic Play, Playn’go ve Relax Gaming gibi popüler sağlayıcıları barındırır. Slot oyunları tamamen şansa dayalı olsa da, rulet, blackjack ve poker gibi oyunlarda strateji geliştirmek oldukça önemlidir. Online zar oyunları kendilerini farklı kılan birçok özelliğe sahiptir, ancak yine de online casinolarda bulunan diğer şans oyunlarıyla da birçok benzerlik olduğunu fark edeceksiniz. Bunu yaptıktan sonra, bir Rastgele Sayı Üreticisi (RNG) tarafından üretilen sonuçlarla zar atacaksınız ve her oyunun adilliğini garanti edeceksiniz.
İlk olarak, aksiyonun zarın sonucuna göre belirlendiğini kabul edeceksiniz. Makinede şansı yaver giden, slotların makara sayısına göre oyunu döndürür. Bu amaçla VBET ve ark. VBET Casino, poker söz konusu olduğunda size çeşitli seçenekler sunar, özellikle de poker oyuncularının oynamaktan gerçekten keyif aldığı bir bölüm olan krupiyer için Texas Hold’em bölümü. VBET Casino’da 200’den fazla canlı blackjack masası bulunmaktadır. Spin A Win, Rulet ve Blackjack oyunları da var. Fakat her bahis sitesindeki gibi onun da harika bir casino alanı var. Bu tarz linklerde genelde slot alanları çalışmadığından anlaşılması kolay olacaktır. Spor bahislerinde en az 1.35 oranında bir kupon yaparak ya da casino oyunlarında bonusunuzu kullanarak kazancınızı artırabilirsiniz. Bahis sitelerinin sunduğu bonuslar da kazancınızı artırmak adına önemli bir faktördür. Para yatırma sırasında sunduğu bonuslar çok iyidir. Firmaların sunduğu bedava bonuslar ile siteleri inceleyebilirsiniz. Finansal güç gerçekten önemli bir etken ve bu anlamda bir güce sahip olan firmaların sizleri de mağdur etmeyeceğini düşünüyoruz. Uluslararası oyun otoriteleri tarafından lisanslanan bu firmaların lisansları Türkiye’de kabul edilmemektedir. Bu bonustan yararlanmanız halinde bonus çevrim şartlarını kabul ettiğinizi taahhüt etmiş olarak kabul edilirsiniz. Bu bağlamda ise bonus veren sitelere üye olunmalıdır. Aldığınız bonusun çevrimini tamamlamadan para çekme talebinde bulunamazsınız.
Onwin giriş 2025
Kullanıcılarına geniş bir yelpazede spor bahisleri, casino oyunları ve canlı bahis seçenekleri sunmaktadır. Geniş Oyun Seçenekleri: Kullanıcılar, spor bahisleri, casino oyunları ve canlı oyunlar dahil olmak üzere çeşitli seçenekler bulabilir. Betpuan556, online bahis ve oyun severler için geniş bir içerik yelpazesi sunan popüler bir platformdur. Canlı İddaa ve maç önü bültenlerinde yer alan karşılaşma çeşitliliği ve oranlarına yönelik seçim ve kararlar, Merkezi Bahis Yönetimi tarafından belirlenir. 2- Esas Hakkında Mütalaa Yazılı olarak hazırlanıp 08.06.1999 günlü oturumda, DGM.C.Başsavcısı Cevdet VOLKAN tarafından okunarak sunulan esas hakkındaki mütalaada; Sanık hakkında açılan son davaya ait 26.04.1999 gün ve 1997/514 Hz, 1999/98 Es., 1999/78 nolu iddianamede, sanığın başında bulunduğu PKK terör örgütünün kuruluşu, amacı, programı, stratejisi, yapılanması ve genel faaliyetleri ile gerçekleştirdiği eylemler ve bunların nitelikleri, hukuki değerlendirilmesi konularında geniş bilgi verildiğinden tekrarında yarar görülmediği, bu nedenle sanığın değişik aşamalardaki savunmaları ve yargılama sırasında ortaya çıkan fiili ve hukuki durumu değerlendirilerek esas hakkındaki mütalaanın hazırlandığı, Sanığın 31.05.1999 günlü oturumdaki sorgusunda, iddianamede belirtilen ve kendisinin verdiği talimatlar üzerine örgüt elemanları tarafından gerçekleştirilen bütün eylemlerden 1. derecede sorumlu olduğunu, hatta ölümlerin iddianamede belirtilenden daha da fazla olması gerektiğini, 01.06.1999 günlü oturumda da hazırlık soruşturması sırasında Jandarma ve DGM C.Savcılarınca alınan ifadeleri ile Ankara DGM Yedek Hakimliği’nce tespit olunan, ilk savunmasının doğru olduğunu,, herhangi bir baskıya maruz kalmadan serbest iradesiyle verdiğini kabul ettiği, yine mahkeme başkanlığına sunduğu yazılı savunmasının 69. sayfasında PKK örgütünün eylemlerindeki sorumluluğunu açıkça ikrar ettiği, Sanık Abdullah ÖCALAN’ın 22.02.1999 günü DGM.C.Savcılığı’na verdiği ifadesinde “PKK örgütünün kurucusu olduğum doğrudur. Kl. :66) 5. Sanık Abdullah ÖCALAN Esasa ilişkin savunmasında: Sanık, davanın esası hakkındaki savunmasının temelinde isyan gerçeği kadar sonuçlarının bilimsel ele alınışına ağırlık vermenin büyük önem taşıdığına inandığını belirterek, Cumhuriyet Başsavcılığının Esas hakkındaki mütalaasının iddianamenin bir özeti olup, kendisinin ilk savunmasından kapsamlı alıntılar yapmakla birlikte aynı sonuca gittiği, kişi ve örgüt olarak geçirilen değişimi samimi bulmadığı, bir çıkmazı ifade ettiği, dolayısıyla eylemlerin yoğunluğu, çokluğu ve halen manen de olsa örgütle bağının devamlılığını da belirterek TCK'nun 125. maddesiyle cezalandırmayı öngördüğünü, En üst resmi yetkililerce de son “Kürt isyanı “ olarak değerlendirilen PKK önderlikli bu isyanın gerçekten hangi tarihi geçmiş kadar toplumsal koşulların ürünü olduğunu değerlendirilmediği, olayları bireysel terör boyutuna indirmenin mantıklı olmadığı gibi yanlış sonuçlara ve çıkmazı derinleştirmeye götüreceğini, 1970 Türkiyesi’nin ciddi bir sosyal patlamayı https://trplaygame.online/2025/01/08/85396315 yaşadığı, yasal düzeni zorladığı, hem 12 Mart 1971 hem de 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesiyle açığa çıktığını, yasallığın ciddi şekilde zorlanarak beraberinde 27 Mayıs askeri müdahalesi sonucu nisbi demokratik özelliği olan Anayasayı budamayı ve 1982 antidemokratik özellikleri yaygın olan Anayasanın getirilmesiyle sonuçlandığını, 1980 öncesi iktidar, muhalefet, sağ-sol tüm partilerin yasadışı ilan edilmiş olduğunu, PKK'nın da bu dönemin yasadışı bir hareketi olarak doğup ağırlıklı olarak Kürtlerin toplumsal gerçeğine dayalı iyi araştırma, propaganda ve giderek eylem hareketi olarak geliştiğini, çıkışın yasal değil meşru olduğunu, özellikle 1982 Anayasasına dayalı olarak geliştirilen “dil yasağı”na kadar varan ağırlaştırılan bir baskı sistemine karşı isyanın yasal olmamakla birlikte meşruiyetinin önemle göz önüne getirilmesi gerektiğini, temel sloganlarının “bağımsızlık ve özgürlük” olarak belirlendiğini ve buna göre genel program ve eylemliliğe yöneldiklerini, PKK'nın bu yaygın eylemliliğin başta gelen sorumlularından biri olmakla beraber, “Kürt sorunu“nun tartışmasını Ankara’da önünde bulduğunu, yine “Kürt hareketi” ile Kuzey Irak'ta olup bitenleri de öğrendiğini, bu iki yönlü etkilenmeden giderek etkileyen bir güç konumuna geldiğini, Özce, PKK'nın düşünce ve eylem olarak yasalar açısından ne kadar sorumlu tutulsa da, dayandığı toplumsal zemin, içindekilerin kişilik özellikleri, direniş tarzı ve uygulanan baskı biçimlerinin de sorumlulukta önemli pay sahibi olduklarını, demokratik bir toplumda ve devlet yapısında bu tür isyana yatkın toplum ve bireylerin bu yaygınlıkta ve şiddette ortaya çıkmayacaklarını, slogan ve programlarının böyle ayrılıkçı ve sert olmayacağını beyan ederek; PKK’da dönüşümün bir çıkmaz değil bir gereklilik olduğunu, Sovyet sisteminin 1990’lara doğru çözülüşünün en az 200 yıl önceki Fransız ihtilali kadar demokratik dönüşüm üzerinde etkide bulunma potansiyeli taşıdığını, başta doğu Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde demokratikleşme yönünde gelişmelere yol açtığını, nasıl Sovyet Ekim devriminin Türkiye’nin ulusal kurtuluşunda en önemli dış katkıya yol açmışsa, bu çözülüşün de yanı başındaki Türkiye ve diğer Türki Cumhuriyetler üzerinde soğuk savaş döneminden kalma ve demokratikleşmeyi zorlaştıran statükodan uzaklaştırma yönünde o kadar derinden olumlu gelişmelere yol açtığını, bu yıllarda tam bir demokratik hareketlenme sürecine çok sancılı da olsa girildiği, yasalara pek yansımasa da sosyal ve siyasal dokunun hızla kabuk değiştirdiğini, Kürt toplumunda da bunun adeta devrimsel bir biçimde “serhıldanlar” olarak yaşandığını, Kürt objektifliğinin yasal olmasa da fiili olarak devletin en üst kademelerinde tanındığını, bunun önemli bir demokratik adım olduğunu, PKK’nın dönüşüm gerçeğinden bahsederken, her şeyden önce dünya ve ülke çapında bu gelişmelere objektif olarak dayandıklarını, PKK’nın kuruluş yıllarının; soğuk savaşın katı ideolojik kamplara ayrılmış Kürt objektivitesini ağır bir inkar ve iradesizliği yaşadığı statükocu yıllar olduğunu, ayrıca anarşik yanı ağır basan, demokratikleşmeyi pek tanımayan gençliğin sağ-sol kamplara alabildiğine parçalandığı bir sürecin damgasını taşıdığını, hem program hem eyleminde bu yıllardaki dogmatik, ideolojik yaklaşımla, gençliğin radikal çıkışının derin izlerinin olduğunu, 1990’lar da dünya genelinde bir çok örgüt yapısında olduğu gibi Türkiye’nin partiler ve örgütsel yapısında da kaçınılmaz olarak dönüşüm yaşandığını, PKK’da da yaşanılan ağır çatışma ortamı nedeniyle bu yönlü gelişmelerin ortaya çıktığını, kendisinin bu yıllarda PKK program ve eski propaganda sloganlarını terk etmesi ve yeni arayışlara girmesinin bu nedenlerle bir çıkmazı değil bir kaçınılmazlığı ifade ettiğini, PKK’da örgüt ve eylem anlayışında bir iç savaş yaşadığının gerçek olduğunu, PKK’nın öncülük ettiği eylemliliğin düzenli ve temel stratejiye ve taktiklerine uygun bir gerilla benzeri savaş olarak geliştiğini söylemenin zor olduğunu, hele hele en üst düzeyde sorumlu olarak, çatışma tarzının kendisinin istediği doğrultuda geliştiğini sanmanın büyük yanlışlık olacağını, olsa olsa Kürt toplumsal gerçeğindeki ağır feodal yapının aşiret-aiIe, dinsel gerilik biçiminde parçalanma ve çelişkilerinin yüzyıllardan beri süregelen tortularının PKK içinde can bulması ve kendini konuşturmasıdır demenin daha doğru bir sosyolojik değerlendirme olacağını, katılım gösteren herkesin kendine göre “kanun benim” anlayışından hareket ederek feodal kurallara bile ters gelen bir çok tutum ve eylem içine girdiklerini, özellikle 1987’de köy korucularına yönelim adı altında hiç yönelinmemesi gereken sivillere ve bu arada kadın ve çocuklara, çatışmalarla ilgisi olmayan kişilere yönelim olduğunu, tam bu noktada PKK’nın sınırlı da olsa ideolojik ve siyasi yanları bir tarafa bırakılarak “aydınlar kaybetti”, “köylülük iktidar oldu” adı altında partinin gerçek özünü tasfiye edip ele geçirdikleri olanakları hem partinin gerçek temsil gücünü hem de halkı bireysel etkileri altına almak için bir iç çatışmayı dayattıklarını, kendisinin bunu temelde öncülük eden kişiler nedeniyle “dörtlü çete” olarak tabir ettiğini, 1987-1997 arasında bu temelde şiddetli bir savaş verdiğini, bunun şüphesiz genel sorumluluğunu kaldırmayacağını, ama ahlaki, siyasi, örgütsel ve eylemsel tavrının anlaşılması açısından büyük önem taşıdığını, PKK’yı en zor duruma düşüren eylemlerin daha çok bu süreçte ve kontrolü kendi ellerinde tutan bu tip şahıslar eliyle işlendiğini, bu tip şahısların kırsal alanın kendilerine sağladığı avantajları iyi kullanarak bildiklerini uyguladıkları ve çoğunlukla yalanla üstünü örttüklerini, bu hususların resmi devlet raporlarında da yoğunca görülmekte ve değerlendirilmekte olduğunu, bu kişilerin sırf etkili olmak için en yanıbaşındaki yoldaşını, halktan yardımcı dostlarını bile ucuz bahanelerle cezalandırmaktan geri kalmadıklarını belirterek, Esas hakkındaki mütalaada 1990’lı yıllar madem böyle bir iç mücadeleyi yaşadığı halde neden en çok tahribat ve kayıpların yaşandığına dayalı kapsamlı bir liste verildiğini, çatışmaların en çok içte ve dışta bu yıllarda yoğunlaştığı göz önüne getirildiğinde sorunun cevap bulacağını, özellikle 1993-1996 devlet bünyesinde de kontrolden çıkmanın yaygın yaşandığı, bir çok faili meçhul kayıplarda bu durumun önemli payı bulunduğu, devletin gücünün yasadışı kullanıldığının resmi “Susurluk Raporu”nda açıkça dile getirildiğini ve halen açığa çıkmamış bir çok çete odağından bahsedildiğini, “30.000 kişinin katili, bebek katili” gibi sıfatların adaletsiz ve gerçek dışı bir yaklaşım olup reddettiğini, eri başta gelen sorumlulardan olduğunu, ama tek sorumlu olmadığını, Cumhuriyetin kuruluşundan beri Türkiye’nin, içte demokratikleşmeme, dışta da gücüne göre önderlik edebilecek rolünü oynamamasında Kürt sorununda gereken bilimsel demokratik yaklaşımı gösterememenin temel neden olduğunu, çıkmaz ve çatışmada ısrarın gelecek yüzyılın da kaybı olacağını, eğer klasik anlamda Kürt sorununun demokratik ve kültürel yaklaşımdan uzak ele alınması halinde bu çıkmazın, dolayısıyla çok güçlü bir alt yapı kazanmış çatışma ortamının derinleşerek devam edeceğini, bu durumda; 1. Askeri silahlı çatışmanın kurumsallaşarak devam edeceği, PKK’nın düşük ve orta düzeyde bir savaşı rahatlıkla sürdürebileceği, ordunun da daha fazla bu işe girerek geçen 15 yılın çok ötesinde önümüzdeki yüzyıla yayılabileceğini, 2. Başta bölge Kürtleri olmak üzere Ortadoğu ve dünya Kürtlerinin çeşitli ve sıraladıkları stratejik güçlerce yönlendirilerek Türkiye karşıtlığının geliştirileceği, savaş ve çıkmazın derinleşmesinin belki de Türkiye’yi hedef haline getireceği, başta komşu ülkeler olmak üzere Türkiye ile sorunu olan herkesin hem kendi Kürtlerini hem de yoğun mültecilikle yanına çektiklerini politize edip çıkarları için kullanacaklarını, 3.Çıkmaz ve çatışmanın derinleşmesinin ekonomik faturayı daha da ağırlaştıracağını, 4.Eğitim ve kültürel gerilemenin kaçınılmaz olduğunu, 5.Çıkmaz ve çatışmanın süregitmesi, Türkiye’nin özellikle demokratik gelişmesini nasıl şimdiye kadar frenlemiş ve çarpıtılmışsa, bu haliyle artarak devam edeceğini, devlet yapısında arzulanan demokratik yönlü değişimlerin olmayacağını, 6.Mevcut çıkmazın dış politika üzerinde de etkili olduğunu, özellikle Avrupa’nın kendi çıkarlarına dayalı demokrasi gerekçelerini göstererek istediği gibi davranmakta olup AB’ye bu nedenle girilemediğini, sorunun demokratik bir tarzla aşılamamasının nasıl içeride büyük olumsuzluklara yol açıyorsa dışa doğruda istenilen atılıma da imkan vermediğini beyan ederek Sorunlara demokratik çözümün Türkiye’nin kazanılmış geleceği olabileceğini, özce geleceğin olası çözüm sonuçlarının; 1. Kürtlerin demokratik Cumhuriyetle bütünleşmesi geliştikçe bunun askeri anlamda da karşı tehditten stratejik bir güç kaynağına dönüşeceğini, içte ve dışta PKK’nın askeri savaş olanaklarının çözümle birlikte Türkiye’nin hizmetine gireceğini, karşılığında verilenin ise artık dünyanın her tarafında verilen doğal demokratik ve kültürel haklar olacağını, kolay ve en masrafsız çözüm derken bunu kastettiğini, “en kolay ve en zor barış” deyiminin burada kendini gösterdiğini, dev boyutlu askeri masraflardan kurtulma, acı ve kayıpların durması, başka bir çok güce tavizkar olmamak kadar karşılarında güçlü pozisyonda olma, içte tıkanmanın aşılmasıyla çok güçlü ekonomik, sosyal, siyasal, -kültürel gelişme süreçlerine girme, dış politikada başta Avrupa olmak üzere bir çok mevzie girme ve gerçekten bölgede lider ülke konumuna yükselmenin bu çıkmazdan ve çatışma ortamından kurtulma ile yakından bağlantılı olduğunu, Türkiye’nin stratejik olarak tehlike arzeden birçok odaklar karşısında çözümle birlikte güç kazanmasının işin can alıcı özünü teşkil edip geleceğin kurtarılması derken bunu kastettiğini, 2. PKK’nın askeri sorun olmaktan çıkmasının Kürt sorununun siyasal çözümünün yolunu açacağı ve beraberinde siyasi sorun olmaktan çıkması anlamına da geleceği, devletin bütünlüğünü ve birliğini zorlamaktan ona güç verme sürecine girileceğini, devletle demokratik bütünleşme yolu açıldıkça devlete karşı konumun aşılacağını, PKK’nın tüm iç ve dış merkezleri ile kurumlarının anlamsız hale gelerek tehlike olmaktan çıkacağını, 3. Çıkmazda ve çatışma sürecinde ileri çapta devlete yabancılaşmış, ters düşmüş Kürt halk yığınlarının da bu Çözüm tarzıyla rahat kazanılacağı, Kürtlere uzanacak barış betmatik yeni giriş ve dostluk elinin büyük birlikteliğe ve kaynaşmaya götüreceğini, 4. Sorunun çıkmaz ve çatışma sürecinden kurtulmasının ekonomik olarak gelişmenin önünü alabildiğine açabileceğini, 5. Türkiye’nin siyasi koşullarında ve Anayasal hukukunda Kürt sorununun en pratik çözümünün demokratik ve kültürel haklarını kullanmadan geçtiği, çıkmazın böyle aşılacağı ve şiddetle artık bir yere varılamayacağının dava dolayısıyla daha iyi anlaşılmış olduğunu, demokratik ve kültürel kimliğin iyi anlaşılması gerekli olup siyasi kimlikten farklı olduğunu, daha çok devletle özgür yurttaş ve özgür toplum temelinde demokratik birliği ifade ettiğini, 6. Cumhuriyetin kuruluşundan beri demokratikleşmenin bir engeli haline getirilen ve gittikçede ağırlaşan sorunun demokratik çözümünün en çok Türkiye genelinde siyasi yapının da demokratikleşmesinde kilit rol oynayacağını, 7. İç çıkmaz ve çatışma ortamının demokratik çözüm yolunun en çarpıcı etkisini dışa açılımda göstereceğini, ağır ekonomik ve siyasal sorunlarını çözmüş güçlü ekonomik ve demokratik yapısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politika adımlarının daha başarılı sonuç vereceği, en başta AB'ne üyeliğin sorun olmaktan çıkıp bunun gerçekleşeceğini beyan edip, Sonuç olarak; İmralı sürecinin tarihi bir başlangıç olabileceğini, uzun bir tarihi süreçten gelen ve gerçekten önemli toplumsal nedenleri olan bu isyanların doğru bir değerlendirmesinin yapılarak çıkarılacak dersler ışığında PKK önderlikli son “isyan hareketi”ni gerçekten “son” haline getirmek mümkün ve gerekli olup savunmalarında bunun gerekçelerini ortaya koymaya çalıştığını, sorunların çözüm yolunun artık demokratik sistemin geliştirilmesinden ve çizilecek çerçevesinden geçtiğini, bu konuda savunmasında alıntılar yaptığı Anayasa Mahkemesi Başkanının 37. kuruluş yıldönümünde yapılan konuşmasının umut verici olup, demokratik ve kültürel haklarında temelini teşkil ettiğini ve çözüm yolunu gösterdiğini, girilen doğrultunun bu olduğunu, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve onun demokratik Anayasasının bunun somut ifadesi olacağını beyan etmiştir.
Similar Stories:
- casino siteleri giriş
- en iyi kazandıran slot oyunları
- betcio club
- kümbet nedir
- deneme bonusu veren siteler 2025
dinamobet güncel giriş 2021 https://casinoplaytr.online/2025/01/08/86wgcu3v betturkey yasal mı casino online turkey https://casinoplaytr.online/2025/01/08/phj7cvq
Bir yanıt yazın